
yanı sıra yine de güzel bir gündü. yıkandım, böyle yıkıyıverdim kendimi, bir garip hastalık aktı üstümden sanki. azcık boğazlarımda kaldı acısı ama o da gider yakında - o da gider mi be - herkesler mi gider. sonuçta bir karabasana tav oldun onur - geberme. böyle saçları taramayıp kendi haline bırakmak ne güzel. sonra şöyle bi kafa sallayıp şampuan kokusu almak hele. koku demişken bugün yine üzerimi çıkarırken bi süreliğine - kısa bi anlığına - o kokuyu duydum. eski evimin - eskilerin - kokusunu. güzel kokuları severim de bu koku güzelden başka bir şey - bu kokuda bir şey var ondan içeri - insanın koku hafızası diğer tüm bildiklerinden daha kalıcı nedense. bi de bi koku vardı atletler, tişörtler öyle kokardı - belki vernel lavanta - huzur veren, sevgi kokusu. (ayunmundo masaya- otromundo masaya ?) ve hatta ve hatta: tirinişe çitam bayım benyam tutarona - trişe çitem bayım benyam tutarona / tirin tapet zambati emi markunyam du sa küreeeeyin ooo.
evet evet tam o.
1 yorum:
derler ki karabasan'a yakalanmamanın yolu sırt üstü yatmamakmış:S
Yorum Gönder