27 Aralık 2007 Perşembe

VUWW HUWW VAW

WELCOME THE GADSDENS

9 Ekim 2007 Salı

Gevende - Ev

" Beyler bayanlar, kaydıraktan kayanlar, salıncakta sallananlar, kendini salamayanlar ve kimseyi sallamayanlar. İhtiyacınız olan biri uzun, biri kısa, iki tane sopa. Kısa olanı al, koy iki taşın arasına. Uzun olanla kaldır havaya. Sonra, vur uzağa! Çelik çomak başlıyor ahali !
E hadi oturmaya mı geldik ? Biz biliyoz da mı oynuyoz? "

Çelik çomakla açılan albüm 9-8'lik tanıdık bir giriş yapıyor. Hiçbir anlamı olmayan, o anda akla gelen bir takım sözlerle devam eden parçanın ardından albümün kendi özüne daha uygun ve hareketli, belki de asıl giriş parçası olan Refik başlıyor. Vurmalılar, trombonlar, dicirdular eşliğinde yine benzer tarzda sözlerle (?) albüme ısınıyoruz.

Albümün ilk klibi Nayu adlı 4. parçaya çekilmiş; animasyon tarzında. Viyolensel ve perdesiz gitarla beraber albümün ikinci yarı duygusal parçasını duyuyoruz. Nedense her parça biraz da eğlenceli ve komik. Okyanus Düğünü albüm kapağında belirtildiğine göre Pachalbel Dmajör Kanon'dan esinlenilerek yapılmış; çocuksu bir girişi var. Elektro gitarlar ve kemanlarla desteklenmiş güzel bir melodi sonrası ağıt tarzı bir girişle Anonim adını verdikleri albümün 6. parçası başlıyor. Nedense bana bu öğleden sonra rastladığım kediyi hatırlattı çok fazla. Bu ufak acıklı vokalden sonra kemanlarla beraber yarı neşeli hafif aksak güzel bir melodiye dönüyor; Çingeleri hatırlatıyor biraz.

İlerledikçe her parça daha duygulu girişlerle karşılıyor insanı ama dediğim gibi hepsinde yine bir cümbüş havası hakim. Gözağrı da 2. dakikasına girerken hareketleniyor. Yani özünde her parça bir inip bir çıkıyor, biraz bana falan benziyor. (Yılın tanımlaması)

Albüm kapanmadan önce Sermest (8.parça) başlıyor. Müzikallerde zencilerin falan dansettiği parçalar gibi bir havası var bence. Burda o anlaşılmayan sözler cidden çok güzel oturmuş. Herhalde büyüyüp de heycanımızdan, etkilenimlerimizden ve çarpık çurpuk dilimizden koptukça anlaşmamız da zorlaşıyor; büyüklerin ettiği lafların hepsi bu sözler gibi anlamsız geliyor.

Gevende albümü bir örümcekten bahseden ufak bir çocuklar kapatıyor. Ara sıra öksüren, ağzı dolanan, dilbilgisi-anlatım-falan filan hiç takmayan bu Şeker çocuğun hatrına parçanın ismi de Şeker olmuş. İlkokul yıllarına benzeyen, arkası bahçede koşan çocuk sesleri ile dolu güzel bir parça ile son kez bir el sallayıp baş baş diyor Gevende. Ben gene de o çocuğun içten kıkırdamasını bir kere daha dinliyorum. Herhalde bir sürü kişi de bir kere daha dinlemek istiyodur.
Albümü Satın Al

Duy: (Stream -48k mono) Çelik Çomak - Anonim - Şeker

"şimdi bak ...bi tane koskoca böööööööle bi böcek var... yani altı bacaklı bööle. sonra bak onlar bazı... bizim evde var... bigün onları temizlemekten canım cıktı
aayyyy... bigözel temizledim.
sonra temizliyorum.. yarın, yene geliyolar. biz uyurken sonra yene geliolar yene ağ kuruyolar, yene temizlemem gerekiyo.
ama ben bazen temizlemiyorum, çünkü görmüyom.
altı bacaklı böcek, ya üç orda üç burda..azcık hırsız gibi.yani öööyle bişey kiii.. duvara tırmanıyolar böyle her yere ağ yapıyo ama ben görmüyorum çünkü onlar küçük aaaa yapıyo..
evet..
sonra sonra geliyolar geliyolar geliyolar geliyolar sonra çiçeğim var benim.. çiçeğimin kafasına gitmiş olabilirler, onun biyerini kanatmış olabilirler, ama kanarsa ben görürüm çünkü benim.. herşeyi görer, benim gözüm bööööle herşeyi görer kocaman gözlerim var. ama şaka yapıyorum ben komik şeyler söylüyor muşum ben çok komiğimdir.
şimdi bak... komik bişi daa anlatiiiim?şimdi sırada ...sırad..hehehehhahahihiihihihihihihhhihi...."

1 Ekim 2007 Pazartesi

Animal Collective yeni albümlerini bitirdi. Yine garip bir girişle başlayan albüm yaklaşık 45 dakika boyunca eğlendirmeyi biliyor. 8. albümleri grubu baya eğlendirmişe benziyo ama ufak pürüzler de yok değil. Albüm henüz piyasada değil Eylül 2007 olarak duyurulmuş. Tabi ki evvelinden sızmış. Grubun üyelerinden Panda Bear albümden 6 parçanın sızması hususunda, radyodaki röportajında:Çok uyuz olduğum bişi var, ne yazık ki 6 parça sızmış. 3 parçayı millet duymamış. O yüzden albümü tam kavrayamamışlar. Ulan her kim sızdırdıysa allaşkına o diğer parçaları da sızdırın ki adam gibi bişi olsun olmuyo böyle.. tarzında bişiler demiş. Gayet de haklı.. Sızıyosa tam sızsın canım ne o öyle sadaka gibi birer birer düşüyo nete? Dimi yani... Bjork'de de boyle olmuştu. İnsan bişi yaptı mı tam yapmalı. Sanki birer ikişer sızdırınca daha az günaha giriyosunuz !
Nese efem ben dinledim albümü. Gayet güzel. Özellikle kapanıştaki Derek favorilerimden. Chores'un başlangıcı da Queen'in Mustafa'lı bi parçası vardı ona çok benziyo.. Pek yakında dinlemeniz dileğiyle efenim...

Bienal

10. Uluslararası İstanbul Bienal'i hala devam ediyodu biz de dedik ki gidelim bi görelim. Ne oluyo neler bitiyo neler yapmışlar. Optimist bişilermiş mevzuu ama beni çok açmadı. Bi iki düzgün bişi vardı gerisi de biraz kopuk, zorlama falandı. Kamasutra çalışması cidden çok kötüydü yaa.. Böyle bi 3d video çalışması vardı resmen yer kaybı olmuş.

Öğrenciysen bi form dolduruyosun. Ama mesela antrepoda girerken doldurdum sonra akm için gene doldurdum. ertesi gün foto çekmek için gidince antrepoda tekrar doldurdum. Resmen zaman kaybı yani. Ha ama öğrenci değilsen direk 10 liranı verip geçiyosun.. ne güzel..

Sonuç olarak ben işte rus bi grubun işini beğendim. Bilmiyorum bana çok optimist geldi falan heralde. Bol bol fotosunu çekip birleştirdik. Hani bi iş yapcaksan bari böyle büyük eğlenceli renkli bişi yap yani. Resmen evden çekik sopa bıçak falan getirip oraya yığsam on-location on-time bi enstelasyon falan yapardım yani, tadından yenmezdi. I fancy art !





Opposite of Hallelujah


But sister, it's the opposite of hallelujah
It's the opposite of being you
You don't know
'cause it just passes right through you
You don't know what I'm going through

30 Eylül 2007 Pazar

Marissa Nadler

Güzel bi albüm buldum, M. saolsun. Marissa Nadler - Songs III: Bird on the Water. 48 dakikalık sakin bişi. Dying breed de sok tatlı bi kaç yer var, dinlemek lazım. Bird on Your Grave, Sylivia gibi düzgün parçalar da albümü iyice sevmemi sağladı.

Kendisi evvelinde resim eğitimi almış falan (Rhode Island School of Design) sonra da müzikle ilgilenmeye başlamış. Gitarları gayet güzel. Bu üçüncü albümünden evvel Ballads of Living and Dying ve The Saga of Mayflower May diye iki albümü daha var. Ben Ballads of Living and Dying'i de dinledim. Ama kesinlikle bu son albümü daha iyi. Sesini Kate Bush'a benzetenler de varmış ama tabi çok açıklayıcı olmuyo bu benzetme. Gene de kendine has güzel bi sesi var. Falan filan..

Hayırlısı tabi

Evet hayırlısı tabi, ben de bari kolay olsun diye blog'u burda devam ettirmeye karar verdim. Oyle surekli yenile, sayfalar yap linkler ver.. sıkılıyo insan. beyazcorap.com'a bağlı bu sekil sürücek bisiye başladık bakalım.
tabi bu tipi editleme olayı bana nelere malolcak artık ne gibi sorunlarla falan bas edicem ilerde görücez. hayırlısı tabi..

19 Mart 2007 Pazartesi

four winds

She's standing in the ashes at the end of the world / Four winds blowing through her hair /

tam bir sene on iki gün olmuş, geçen sene mart 7'de ah şu güzel istanbul'u izlemişim. bu sene trainspotting'i izledim tekrar eğlenceliymiş. bi de lord of the flies'ı izlemek istedim ama 1963 yapımını buldum gerçekten korkunçmuş, çok başarısızdı. bi ara karabasan'ı izliyim diorum.. bi de kahraman kıral'ın bostancı'da mobilya dükkanı varmış. bi gun gidip görsek nası olmuş nası büyümüş iyi miymiş bi sorsak dioruz.. onun dışında çekirdek yemek güzel, artık bahar da geldiğine göre ince gömlekleri giyip fırıl fırıl dolaşmanın da vakti geldi demektir. mayısa kadar bjorku bekliyip durcam, şakir'in de selamı var.

ps: Lost.s03.e12 çok iyiymiş, daha izlemedim ama. çünkü çok pis bi yerde bitiyomuş 13 yayınlandıktan sonra izlemek lazım heralde.

13 Mart 2007 Salı

MP

you put me in the magic position darlin'