17 Temmuz 2014 Perşembe

Çevrilemeyenin Çevirisi

Are American “truths” the same as Greece’saletheia or Russians’ pravda? What about “happiness”?  Can I pursue it in America, if what I want to pursue is le bonheur? What do English and French do with the German word Dasein? It’s a word generally left untranslated in philosophy—meaning roughly existence, an existent being, life, a life form; in French it can mean something like “human reality,” the time of existence. In Italian, it’s something closer to being here. It’s a notoriously hard term to think about, and the “Dictionary” entry on it reads like a philosophical throwing-up-of-the-hands: here, this is how other languages have failed, now you try to translate it.

Devamı için

29 Haziran 2014 Pazar

Çevirmen olarak Google+ sistemini nasıl kullanabilirsiniz?

"Among social networks, Google Plus (or Google+) is a still treated a bit like a stepchild, also among translators. It is still fairly new, and it works completely differently than the other established social networks, such as Facebook, Twitter or even LinkedIn (which is highly popular among translators). Having been a Google Plus user since its opening to the public, let me outline a few tips for beginners and explain how to best use Google Plus for Translators."

Yazının devamı için lütfen buraya tıklayın ve çevirmen olarak Google+ sistemini nasıl kullanabileceğinizi öğrenin.

13 Nisan 2014 Pazar

Çevirmen Anadili Dışındaki Dillere de Çeviri Yapabilir mi?

Çeviri, Çevirmen ve Anadil


Çevirmen olarak özellikle çeviriye ilk adım atıldığında anadile çeviri dışında öğrenilmiş diğer dillere de çeviri yapma eğilimi vardır. Genç çevirmenlerin gerek tecrübe eksikliği gerek çeviri bürolarının çaresizliği sonucu anadilleri dışındaki dillere çeviri yaptığını görürüz.

Peki bir kişi anadili olmayan bir dilde kendisini ne derecede başarılı bir şekilde ifade edebilir?

Anadil ve Yabancı Diller


Yurtdışında özellikle çeviri bürolarına başvuru yapan çevirmenlere sorulan iki soru vardır: Hangi kaynak dillerden çeviri yapıyorsunuz? Anadiliniz nedir?

Bu noktada özellikle yurtdışında profesyonel ve başarılı şirketlerin yalnızca anadilinize çeviri yapmanızı istediğini görüyoruz. Ben şu ana kadar hiçbir düzgün şirketin benden anadilim dışında bir dile çeviri yapmamı istediğini ya da bu konuda herhangi bir soru yönelttiğini görmedim. Ancak ülkemizde durum biraz daha farklı. Birçok genç çevirmen anadili dışındaki dillere de çeviri yapıyor, en azından şirketlerden bu şekilde teklifler alıyor. Bir kere bu işe başlayan çevirmen şirketten ya da müşteriden geribildirim almadığı sürece buna devam ediyor; hatta bu durum öyle ileri gidiyor ki çevirmen kendisini iki dile de tam anlamıyla hakim sanmaya başlıyor. 

Ben tecrübelerim sonunda anadilim dışında hiçbir dile çeviri yapmamaya karar verdim. Yabancı dili ne kadar iyi konuşursanız konuşun, bir noktada diliniz her zaman eksik kalıyor çünkü. Her zaman dilin altında steril bir yan oluyor. Benim en çok rahatsız olduğum da kendi dilini bile düzgün konuşamayan, bu dilde biraz olsun "edebiyat" yapamayan çevirmenlerin çok rahatlıkla yabancı dilde çeviri yapmaya bu kadar hevesli ve kendilerine ne yazık ki bu denli güveniyor olması. Peki onları bu denli özgüvenle dolduranlar kim?

Çeviri Büroları ve Denetim Eksikliği


Bu noktada çevirmenleri suçlamadan önce iğneyi önce çeviri bürolarına batırmak istiyorum. Ne yazık ki Türkiye'de uluslararası standartlarda çeviri yapan büro sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Geçtiği gün belki sektörde de ciddi değişimler olacak; sabırsızlıkla bekliyorum. 

Çeviri büroları kendilerini sanki her dile çeviri yapabiliyor gibi göstermeye bayılır. Websitelerine göz atın, her dilde, her alanda en profesyonel onlardır. Halbuki çeviri büroları İngilizce'ye profesyonel hukuk çevirilerini üniversite öğrencilerine paslayabilmektedir Türkiye'de. Denetim mekanizmaları da öyle zayıftır ki kimse olayın ne denli kötü sonuçlanabileceğini fark etmez. Müşteri aldığı metinle uluslararası bir ihaleye gidip rezil olmadığı sürece de aynı şirketten çeviri almaya devam eder; büro aynı metinleri aynı çevirmene göndermeyi sürdürür. Bu noktada Türkiye'de büyük hatalar yapılmaktadır ve durum bir an önce düzeltilmelidir.

Ancak tabii ki iğneyi oradan alıp biraz da çevirmene batırmak lazım. Ben bu noktada açıkça bir şey söylemek istemiyorum; sadece tüm çevirmen arkadaşlarımı bu konuda düşünmeye davet ediyorum. Biliyorum, hepiniz çok güzel İngilizce konuşuyorsunuz, Almanca'nız da çok iyi, Fransızca filmleri yalayıp yuttunuz. Ama yine de gelin biraz oturalım düşünelim, acaba o yazdığımız yabancı cümleler Çernobil'den çıkmış gibi durmuyor mu? Siz fark etmeseniz de fark edenler var. Nereden mi biliyorum? Çok basit. Bir kere yurtdışına çıkın, Türk kökenli arkadaşlarınızla tanışın ve onlarla biraz konuşun; yazışın. En güzel konuşanların bile yazarken eksikleri ikiye katlanıyor. En çok özen gösterenler bile iki cümlede bir hata yapıyor, akıcılık kayboluyor, garip bir şeyler oluyor. Bunun nedeni de çok açık: İnsan yalnızca anadilinde en iyi ifade edebiliyor kendisini. O yüzden "Bu romanı İngilizce yazdım" diyen yazarların kitabı önce aylarca redaksiyondan geçiyor. Dil nedense insanın egosunu doğrudan etkiliyor. Kabullenmek istemiyor insan yarım kaldığını. 

Ancak başarıyı yakalayabilmek için insan yalnızca bildiğini en doğru şekilde yapmalı. Kendini geliştirmeye çalışmak elbette ki büyük bir erdem. Ancak bunu verdiğiniz hizmet üzerinden ilerletmek bence büyük bir hata. 

Bu konuda farklı görüşler var, herkesin oturup düşünmesi ve doğru bir değerlendirme yapması lazım. İlginizi çekerse değerli çevirmenlerin bu konuda görüşlerini paylaştığı bir bağlantıyı buraya ekliyorum. Küçük araştırmalarla çok daha fazla kaynağa ulaşmak mümkün zaten.

7 Nisan 2014 Pazartesi

Ünlülerin Adını Karıştıran Anneler için Çeviri Seti


"Oh, I love Joe Geronimo. He was so good in Breakdance Fountain."

24 Mart 2014 Pazartesi

Çeviri ve Okuma İlişkisi

"Okumanın çeviriye kattığı faydalar seyahat etmenin kişiye kattıkları ile aynıdır: Vizyonunuzu genişletir. İnsan yaşadığı mahallede de pek ala maceralar yaşayabiliyor; ancak ne zaman ki başka bir ülkeye ayak basıyorsunuz, işte o anda her şey kendiliğinden bir maceraya dönüşüveriyor..."

Söyleşinin Devamını Okumak için: Marc Lowenthal ile Söyleşi (İngilizce)

18 Mart 2014 Salı

Something Vague - Türkçe Serbest Çeviri # 4

There's a dream in my brain
That just won’t go away
It has been stuck there since it came
A few nights ago
I’m standing on a bridge
In the town where I lived
As a kid with my mom and my brothers
And then the bridge disappears
And I’m standing on air
With nothing holding me
And I hang like a star
Fucking glow in the dark
For all those starving eyes to see
Like the ones we’ve wished on

But now I’m confused
Is this death really you?
Do these dreams have any meaning?
No, no, I think it's more like a ghost
That's been following us both
Something vague that we're not seeing
Something more like a feeling

>>>

Bir rüya dönüyor beynimde
Terk edip gitmiyor içimi
Birkaç gece önceydi, geldi
Geldiği gibi de yerleşti sinsice.
Bir köprü üzerindeyim ben
Yaşadığım kentin bir yerlerinde
Küçüğüm; yanımda kardeşlerim, annem
Sonra yıkılıyor o köprü de
Havada asılı kalıyorum birden
Tutmuyor beni hiçbir şey
Bir yıldız gibi yerime çivilenmiş
Parlıyorum avaz avaz zifiri karanlıkta
Görmeye aç kalmış gözler seçsin diye beni
O hep bakıp dilekler tuttuğumuz yıldızlar gibi.

Lakin aklım karıştı bak şimdi
Bu ölüm sen misin sahi?
Ya bu rüyalar, bir şey ifade eder mi ki?
Hayalet olmuş ah bu rüyalar
Sanki ensemizde nefesleri
Pek müphem bir yanları var
Pek ala bir küçük his gibi


Step - Türkçe Serbest Çeviri # 3

Wisdom's a gift,
But you'd trade it for youth.

>>>

Hani akıldır ya sözde en büyük armağan
Bir tutam gençlik uğruna satıveriyor insan.

6 Mart 2014 Perşembe

Çevirmenin Kimliği

"Zaman zaman çevirmenlik tehlikeli bir uğraştır. İki ayrı kültürü bilmek, "öteki"nden yola çıkarak karşılaştırma yapma edincini ve kültürlere karşı duyarlılığı da beraberinde getirir. Günümüz deyimiyle görünür çevirmenlerdir bu çevirmenler. Çeviri geniş kitlelere ulaşan bir etkinliktir, bu bağlamda gelenekleri sorgulayan çeviriler tehlikelidir. Zaman zaman örneğin Batı'da Kutsal Kitapların çevirilerinde olduğu gibi toplumdaki egemen gücü rahatsız eder bu etkinlik. Bu durumda çevirmen bilimsellik, araştırma, gerçeği bulma yolunda geleneğe ihanet eden bir kimse, adeta bir Faust görünümüne bürünür. Demek ki çeviri yoluyla - kendi canından olma pahasına - egemen gücü kaygıya düşürmek de olanaklıdır."

Eruz, S. (2010). Çokkültürlülük ve Çevirmenler, Osmanlı Devleti'nde Çeviri Etkinliği ve Çevirmenler (ss. 166-167). İstanbul: Multilingual

28 Şubat 2014 Cuma

Italian Interpreter - IT Crowd - İtalyanca'dan İngilizce'ye Çeviri



Patronun gözüne girmek isteyen Jen, IT departmanından otomatik olarak çeviri yapabilen bir yazılım üretmelerini ister. Ancak işler planladığı gibi gitmez, yazılım çeviri yapması gereken toplantı sırasında çalışmaz. Jen bu durumdan paçayı sıyırabilmek için İtalyanca gibi duyulan anlamsız sözlerle İtalyan ortağı çileden çıkarır.


Pneumonia - Türkçe Serbest Çeviri # 2

understand
so clearly
to shut yourself up
would be the hugest crime of them all.
you're just crying after all
to not want them humans around
anymore.

get over that sorrow, girl.

>>>

anla artık
açık ve net
ses çıkarmamaktır
suçların en ağırı.
ne varmış yani, ağlıyorsan
ve istemiyorsan artık etrafını saran
şu insanları.

bırak kızım, çekme artık bu kahrı.

25 Şubat 2014 Salı

mite - Serbest Çalışanlar ve Çevirmenler için Süre Takip Yazılımı

mite Nedir ve Nasıl Çalışır?



Resim kaynağı: Mite.yo.lk

mite Sistemine Genel Bakış


Mite çevrimiçi olarak çalışan ve çalışma sürenizi takip etmenize yarayan harika bir program. Özellikle serbest çalışan ve saat başına ödeme alanlar için iş başında geçen sürenin hesaplanmasını sağlıyor. En güzel yanı da zaten bu şekilde çalışan tasarımcı ve programcılar tarafından tasarlanmış olması, yani gerekli tüm işlevler mevcut ve kullanımı da çok kolay.

 Ben saat başına ödeme aldığım tüm işlerde bir süredir mite programını kullanıyorum. Program öncelikle 30 gün boyunca ücretsiz. Deneme süresinden sonra ise ayda sadece 5 € abonelik ücreti var. Getirdiği kolaylıkları düşününce ben bu fiyatı makul buldum. 

Öncelike mite ile yapabileceklerimize bir göz atalım.


Müşterini seçerek işe başla 


Programın en güzel yanı birkaç basamaktan oluşması ve kolay anlaşılır bir arabirime sahip olması. Öncelikle müşterimi belirterek başlıyorum. Müşteri 1 adını verdiğim bu müşteriyi hesabım altına kaydettikten sonra diğer adımlar için Müşteri 2 ve Müşteri 3 adıyla iki adet daha test müşterisi oluşturuyorum.

 Projeler ve Hizmetler 

Bir sonraki adımda ise proje ve hizmetlere göre düzenlemelerimi yapıyorum. Örneğin Müşteri 1 ile Teknik, Müşteri 2 ile Sanat Müşteri 3 ile de Hukuk projesi için girdi oluşturuyorum. Bu projeleri ayrı ayrı başlatma ve durduma şansım var. Her proje için de farklı hizmetler veriyorum. Örneğin Müşteri 1 ile yürüttüğüm Teknik Projesi altında çeviri hizmeti verirken, Müşteri 2 için Sanat Projesinde hem çeviri hem de redaksiyon hizmeti veriyorum. Müşteri 3 ile yürüttüğüm Hukuk projesinde ise sadece danışmanlık yapıyorum.

 Bu hizmetler için saat başı ücretimi giriyorum, para birimini seçiyorum. Proje ya da hizmetle ilgili ek bilgileri de Notlar kısmına giriyorum.

 Hazırlıklar tamam! 


Tüm hazırlıkları tamamladım. Artık çalışmaya başlayabilirim. Öncelikle Süre Takip (Time Tracking) kısmına giriyorum ve saat kısmını 0:00 olarak bırakıyorum. (0:00 değeri kronometrenin başlatılacağı konumu belirtiyor.) Ardından ilgili Müşteri altındaki Projemi ve buna bağlı hizmeti seçiyorum ve Oluştur (Create) diyorum. Bu işlem söz konusu tarih altında otomatik olarak bir girdi oluşturuyor. Örneğin:

Müşteri 1 / Teknik Proje / Çeviri

Bu girdinin yanında duran ufak saat simgesine bastığım anda ise sayaç işlemeye başlıyor. Bundan sonra tek yapmam gereken çalışmaya koyulmak. İşe ara verdiğimde saat simgesine tekrar tıklıyorum ve program otomatik olarak saat başı ücretimi çalıştığım süre ile çarparak ücreti hesaplıyor. Öğle yemeğinden sonra yeniden masama dönüyorum ve bu sefer diğer müşterimden gelen Sanat Projesi için birkaç metnin redaksiyonuna başlıyorum.

Müşteri 2 / Sanat Projesi / Redaksiyon

Saat simgesine basıyorum, sayaç başlıyor. İşi tamamladığımda yeniden süreyi durduruyorum ve ücret otomatik olarak kaydediliyor. Diğer işe kaldığım yerden devam edeceğim için önceki girdide yer alan saat simgesine basıyorum, sayaç kaldığı yerden devam ediyor.

Bu şekilde tüm ay içerisinde girdi yaptığım günler altında proje ve hizmetlerim ilgili müşterilerle bağlantılı biçimde kaydedilmiş oluyor. Raporlama kısmında ise her projeye ait fatura bilgilerimi görebiliyorum. En güzel kısmı ise tek bir tıkla tüm bu hesaplamayı Excel ya da CSV olarak dışarıya aktarabiliyorum. Mite sayesinde hem müşterilerime eksiksiz biçimde fatura sunabiliyorum hem de her ay hangi müşteri için hangi projede ne kadar süre çalıştığımı ve ne kadar kazandığımı net bir şekilde görebiliyorum.

Özellikle saat başına ücretlendirme ile çalışanlar için son derece kullanışlı olan bu programı mutlaka tavsiye ediyorum.

Cemalettin Onur İlter


Bu yazıyı beğendiyseniz, kaynak göstererek sosyal medyada paylaşabilirsiniz. Cemalettin Onur İlter ile Facebook üzerinden bağlanmak için Cemalettin Onur İlter - Facebook Sayfasını beğenmeniz yeterli.

23 Şubat 2014 Pazar

Bilgisayar Destekli Çeviri ve CAT Araçları

Nedir bu CAT Araçlarını ilginç kılan?

Çeviri büroları ve serbest çevirmenlerin her geçen gün daha çok faydalanmaya başladığı şu CAT yani Bilgisayar Destekli Çeviri araçlarına (Computer-assisted Translation Tools) biraz daha yakından bakmanın vakti geldi.

Çeviri sektörünün geneline baktığımızda CAT araçlarının yoğun bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Faydalarını fark eden çevirmenler bu yazılımları düzenli olarak kullanıyor, forumlarda fikir alışverişinde bulunuyor ve çalışmalarına hız katıyor. Bu konuda bilgi sahibi olmayan ya da bu araçlara şüphe ile yaklaşan çevirmenler ise kopyalayıp yapıştırmaya, kaynak metin – hedef metin pencereleri arasında dolanmaya devam ediyor.

Modern CAT araçları yalnızca fazla tekrar içeren metinlerde değil aynı zamanda tekrar içermeyen düz metinlerde de büyük yardım sunuyor. Bu yüzden bu konuya biraz daha derinlemesine bakmak, araçların sunduğu faydaları açıklamak ve çevirmenlere bu konuda bir ışık tutmak için bu metni yazmaya karar verdim.

CAT Araçları bana ne fayda sunabilir?


Bu soruya kısa bir yanıt sunmak hiç de kolay değil. Bu yüzden bu sorunun yanıtını farklı başlıklar altında ele almak istiyorum. Bilgisayar Destekli Çeviri Araçları terminoloji oluşturma, çeviri metninde tutarlılık sağlama, çeviri metninde kaliteyi artırma, metin biçimini (formatını) koruma ve yedekleme yapma yanı sıra işlerinizi planlama ve gerektiğinde çalışma dosyalarını güncelleme konusunda kolaylık sağlıyor. Şimdi dilerseniz bu konuyu biraz daha ayrıntılı olarak inceleyelim.

CAT araçları ile terminoloji oluşturulması


Çeviri projesine başlamadan önce müşteriden sağlam bir terminoloji listesi aldıysanız çeviri daha kolay ilerleyecektir. Zira elinizdeki projeye ait sıkça kullanılan terimler önceden listelenmiştir. Ancak bu tür listelerle çalışanlar sürekli bir aşağı bir yukarı gitmenin, bir Word dosyasına bir Excel dosyasına bakmanın, ekranlar arasında gidip gelmenin – hele bir de tek ekran çalışıyorsanız pencereler arasında kaybolmanın ve seferinde zaman kaybetmenin ne demek olduğunu iyi bilir. (Ben özellikle bu pencereler arasında kaybolmanın yarattığı stresten çok çabuk bunalıyorum.) Özellikle de kullanılması gereken terminoloji listesi birden fazla ise yandınız demektir.

 İşte tam da bu noktada CAT aracınız derdinize derman olmak için hazır bekliyor. Terminoloji listesini CAT aracınız ile birlikte kullandığınızda, cümle içinde geçen terimler listede yer alıyor ise otomatik olarak gösteriliyor, karşılıkları veriliyor. Birçok programda gelen terimi otomatik olarak hedef metne ekleme özelliği bulunuyor. En güzeli ise CAT araçlarının yanında gelen terminoloji oluşturma ek yazılımları sayesinde müşteriden aldığınız Excel vb. Dosyaları İçeri Al (Import) komutuyla CAT aracınızın algıladığı dosya biçimine dönüştürme şansınız var. Bu sayede sayfalar ve satırlar dolusu Excel dosyalarında dolanmanıza hiç gerek kalmıyor. Çevrilecek cümle için yeni hedef cümle oluşturduğunuzda program otomatik olarak cümle içinde geçen terimleri algılıyor, program arabiriminde yer alan terminoloji penceresinde tüm terimler karşılıklarıyla birlikte listeleniyor. Bu noktadan sonra tek yapmanız gereken gerekli terimleri yazmak. Birçok program kısayollar yardımıyla listede yer alan terimleri otomatik olarak hedef metne ekleme özelliğini de sunuyor.

Metinlerde tutarlılığın sağlanması


Metinde çok fazla tekrar olmasa bile proje içerisinde tutarlılığın sağlanması son derece önemli. CAT araçları içerisinde yer alan işlevler sayesinde metinde geçen kelimeyi çeviri belleğinde (TM) arayarak önceki cümlelerde nasıl çevrildiğine bakma şansınız bulunuyor. Bu işlev yalnızca kelimeler için değil gerektiğinde kelime öbekleri ve hatta cümleler için de geçerli. CAT aracı zaten eşleşen cümleleri otomatik olarak yapıştırma özelliğine sahip; ancak bu işlem kelime uyumu (concordance) özeliği ile birleşince metinde tutarlılığın sağlanması çok daha kolay bir hale geliyor. Özellikle de terminoloji listesinin müşteri tarafından verilmediği durumlarda, çevirmenin önceki cümlelerde söz konusu terimi nasıl kullandığını görebilmesi bu sayede mümkün oluyor. Farklı çevirmenlere dağıtılan metinlerin proje tesliminden önce terminoloji açısından kontrolü ve genel tutarlılığın sağlanması da yine bu yönteme dayanıyor.

Metin kalitesinin kontrol edilmesi


CAT aracınız çevirinin kalitesini kontrol etme konusunda da yardım sunuyor. Özellikle kaynak metinde yer alan noktalama işaretlerinin, sayıların, tag’lerin ve genel terminolojinin kontrol edilmesi birkaç tıklamayla mümkün oluyor. Örneğin kaynak cümlede 150 adet sandalye teslimatı yazıyorken, ufak bir el kaymasıyla 105 adet sandalye teslimatı yazmışsanız program otomatik olarak sizi uyarıyor. Programa ait sözlükler yanı sıra kendi sözlüklerinizi eklemeniz de mümkün. Böyle olunca, çeviri sonunda yazım kontrolü de saniyeler içerisinde tamamlanabiliyor. Noktalar, virgüller tam yerine oturuyor. Hata olasılığı en aza indirgeniyor.

Biçimlendirmeyi korumak çok daha kolay


Çeviri projelerinde en sıkıntılı noktalardan birisi de müşterinin “ay lütfen formatı koruyalım” beklentilerini karşılayabilmektir. Müşteri 20 kere fotokopiden geçirip faksladığı dosyaların aynı formatta teslim edilmesini bekler. Bu durumda tabii ki alınan bu dosyaların düzgün OCR programları yardımıyla uygun şekilde biçimlendirilmesi gerekir.

Aynı şekilde biçimlendirmesi yapılmış (kaynaklar yana yatık, başlıklar kalın ve kırmızı, alt başlıklar altı çizili ve lacivert, dipnotlar gri, örnekler 12 punto, metnin geneli 13 punto vb.) temiz metinlerin de alındığı şekilde teslim edilmesi istenir.

İşte bu noktada CAT araçlarının sunduğu işlevler tüm bu biçimlendirme acısını büyük oranda azaltıyor. Aldığınız dosya üzerinde sürekli biçimlendirme yaparak belki de çeviriye ayırdığınız vakitten daha fazlasını harcamak yerine, CAT aracınız sayesinde yalnızca metni çeviriyorsunuz, biçimlendirme otomatik olarak yapılıyor. Kimi programlarda söz konusu biçimlendirmeye ait TAG’lerin doğru yere kopyalanması gerekiyor, kimi programlarda cümle çevrildikten sonra gerekiyorsa kelimeler seçilerek “biçimlendirmeyi kopyala” diyerek eşleştirme yapılıyor. Bu özelliğin en çok işe yaradığı yer PowerPoint sunumları. Kutular içine tek tek girip ince ince biçimlendirme yapmanıza gerek yok. CAT aracınız tüm metni segmentler halinde size sıralıyor, tek tek cümleleri çeviriyorsunuz. Çeviri bittikten sonra CAT aracınız çevirileri kaynak dosyaya yerleştiriyor. Tek yapmanız gereken, işin sonunda dosyayı bir kez açıp gözden geçirmek. Bazı durumlarda cümle uzunlukları uyuşmadığında birkaç kutunun kenarından tutup çekmeniz gerekebiliyor; ancak eski yöntemlerle karşılaştırıldığında hiçbir çevirmenin bundan şikayetçi olacağını düşünmüyorum.

Korkmayın, yedeği var


Çeviri sırasında en korkunç şey herhalde elektrik kesintileri ya da mavi ekranlar olsa gerek. Bir anda yaptığınız sayfalar dolusu çeviri yok olabiliyor. Hele ki düzenli olarak kaydet seçeneğini kullanmıyorsanız, sürekli uçurumlarda dolaşıyorsunuz demektir.

CAT aracınız size bu konuda en büyük desteği sunuyor. Çevirdiğiniz her cümle ya da kelime, segment kapatıldığında otomatik olarak çeviri belleğine (TM) kaydediliyor. Yani bir sorun oluşması ya da programın kapanıvermesi durumunda bile dosyayı yeniden açtığınızda TM üzerinden tüm çevrili segmentler otomatik olarak yeniden alınıyor. Çevrilecek olan Word dosyasını silseniz, kaybetseniz ya da dosya bozulsa bile yeni bir kopyayı CAT aracınızda açtığınızda otomatik olarak çeviri belleğini dosyaya uygulayarak yapmış olduğunuz tüm çeviriyi kurtarmış oluyorsunuz.

Ben bu noktada işi iyice güvene alıyorum, belirli aralıklarla TM dosyalarımı yedekliyorum. Yedekleme yaparken de TM dosyamın bir kopyasını kendi adresime e-posta olarak gönderiyorum. Sabit diskim bile çökse, başka bir bilgisayarda çeviri dosyamı açıp e-postaya yedeklediğim TM’i indirerek işe kaldığım yerden devam edebiliyorum. Bu özellik sayesinde evde başladığım işi gerektiğinde kütüphanede ya da ofiste sürdürmem çok daha kolay oluyor. E-posta ile uğraşmak istemeyenler tabii ki veri senkronizasyonu (eşitleme) için piyasada bulunan özel yazılımları kullanarak tüm verilerini otomatik olarak tüm cihazları üzerinde eşitleyebilir.

Planınızı önceden yapın


CAT aracınız sayesinde planlama yapmak da çok kolay. Aldığınız metni öncelikle kelime, cümle ya da karakter olarak saydırabiliyorsunuz. Birçok program dosyanızı otomatik olarak parçalara bölüp iş bitiminde yeniden birleştiriyor. Yani on bin kelimelik bir iş aldığınızda, günde iki bin kelime çalışmak üzere dosyayı eşit beş parçaya bölebiliyorsunuz. Her gün üzerinde düzenli olarak çalıştıktan sonra iş sonunda tüm dosyaları otomatik olarak birleştirip tek bir dosya olarak teslim etmeniz mümkün.

CAT aracınız ayrıca projenin ne kadarını tamamladığınızı kelime, cümle ve yüzde olarak da gösteriyor. Böylece ne kadar çalıştığınızı ve daha ne kadar çalışmanız gerektiğini de rahatça takip etmiş oluyorsunuz.

Güncellemeler


Müşteri işi teslim etmenize iki gün kala “dosyada değişiklikler oldu ama yani baştan sona ufak tefek sürü sepet değişiklik var, bunları çok dikkatlice kontrol edip düzeltir misiniz” gibi bir padişah yaklaşımıyla karşınıza çıkıyor. Oturup tek tek nerede ne değişmiş bulmak, özellikle de değiştirilen sayıları tespit etmek için sağlam bir sabır gerekiyor.

Bu noktada CAT aracınız bayram değil seyran değil size delicesine yardım etmeye karar veriyor. Yeni dosyayı açıyorsunuz. Çevir dediğinizde TM üzerinden %100 eşleşen tüm cümleler otomatik olarak çevriliyor. Sonraki adımda ise değişiklik yapılan cümleler otomatik olarak işaretleniyor. Hatta CAT aracınız hangi cümlede ne değişmiş, ne kadar değişmiş ince ince ayrıntılandırma yapıyor. (Patates yerinde domates yazıldıysa kelime vurgulandırılıyor. Cümle sonunda yalnızca bir nokta eklenmişse CAT aracınız %99 eşleme var diyerek size yalnızca ufak bir değişiklik olduğunu gösteriyor.) Tüm bunları özel olarak ayarlama şansınız da var.


Tüm bunları değerlendirdiğimizde ve her geçen gün yeni özelliklerin eklendiğini de düşündüğümüzde CAT araçları çevirmenler için bence vazgeçilmez bir destek teşkil ediyor. Müşterilerin her geçen gün daha fazlasını beklediği ve çevirmene ayrılan vaktin her geçen gün daha da azaldığı bir sektörde CAT araçlarından faydalanmamak bankamatik kartlarından korkup banka cüzdanıyla sıraya girmeye benziyor. Çevirmen olarak bu konuda bilinçlenmek, yeni teknolojilere uyum sağlamak ve bunu yaparken her defasında öncelikle kendi iş verimini yükseltmeyi hedeflemek belki de bu mesleğin temelini teşkil ediyor. 

Cemalettin Onur İlter




Bu yazıyı beğendiyseniz, kaynak göstererek sosyal medyada paylaşabilirsiniz. Cemalettin Onur İlter ile Facebook üzerinden bağlanmak için Cemalettin Onur İlter - Facebook Sayfasını beğenmeniz yeterli.



6 Şubat 2014 Perşembe

Çevirmen Sorunsalı: Kelime Başına mı Saat Başına mı?

Çeviri Hizmetinde Serbest Çevirmenler için en Uygun Ücretlendirme Hangisi?

Çeviri için saat ücretiniz nedir?


Serbest çevirmenliğe adımınızı attınız, her şey yolunda gitti, yavaş yavaş da müşteri sayınız artıyor. Çevirmen olarak aldığınız projeyi zamanında teslim etme, proje öncesinde anlaşılan hususlara özen gösterme ve her anlamda aldığınız işi en temiz şekilde bitirme konusunda zaten bilinçlenmiş durumdasınız. İşte tam da bu noktada yeni bir müşteriden gelen işi kabul etmeden önce yine o soruyla karşı karşıya geliyorsunuz: Saat ücretiniz nedir?

Bu soruya yanıt vermeden önce önceki deneyimlerinizi gözden geçirmeniz gerekecek.

Çeviri metnine yaklaşım


En önemli konu aslında çeviri metnine nasıl yaklaştığınız. Çeviri metni ya da çeviri projesi sizin için sonraki işlere doğru açılan bir kapı mı? Yani aldığınız iş üzerinde çalışırken bunu aynı müşteriden geleceğe dönük olarak gelebilecek diğer projeler için bir referans olarak görüyor musunuz? Yaşayacağınız zorluklar aynı müşteriden, benzer içerikli işleri almadan önce iki kez düşünmenize yol açacak, bu durum müşteri için de geçerli. Müşterinin teslim aldığı çeviriden memnun olması yeniden sizi tercih etmesini sağlayacak olduğu gibi düşük kaliteli ya da bolca hata içeren bir çeviri müşterinin arkasına bakmadan kaçmasına yol açacaktır.

Bu yüzden çeviri metnini sadece şimdiki zamanda değerlendirmemek, aksine üzerinde çalıştığınız her metni bir sonraki metin için ön hazırlık olarak görmeniz kısa sürede başarınızın da artmasını sağlayacaktır. Okuduğunuz metni anlayıp gerekli terminolojiye ısınmadan hareket ettiğinizde, ortaya çıkan iş size yalnızca bir seferlik maddi katkı sağlayacak, geleceğe dönük hiçbir katkısı bulunmayacaktır.

Ancak çevirmenin metne yaklaşımının arkasında çok farklı etmenler olabiliyor. Bunların başında "mutlaka sabaha yetişmesi gerek"en metinler, "kesinlikle aynı formatta istenen" dönüştürülmüş PDF dosyaları, "elektronik ortamda kopyası bulunmayan, fakslanmış el yazısı" dokümanlar geliyor. Böyle olunca, çevirmenin metne yaklaşımı daha en başından negatif bir etki altına giriyor. Bir saatte 300 kelime çevirebilen bir çevirmen, okunmayan ve kırk defa fotokopiden geçip fakslanmış metinleri deşifre etmeye çalıştıkça bir saat içerisinde bazen sadece sinir krizi geçirecek vakit bulabiliyor.

Bu durumda çevirmenin kelime başına ücretlendirme yerine saat başına ücretlendirme yapması daha mı mantıklı?

İşin sırrı kendi deneyimlerinden doğru sonuçlar çıkarmakta


Çevirmenin müşteri, metin, proje, şu ya da bu, her şeyden önce kendisine karşı bir sorumluluğu var aslında. Çevirmen kendi bedensel ve düşünsel sağlığını korumadığı sürece sistem içerisinde ezilmeye mahkum kalıyor. Bedensel ve düşünsel sağlığını korumak için diğer mesleklere oranla daha fazla özen göstermesi gerekiyor çevirmenlerin. Çeviri projeleri alındığı anda beyinde başlıyor, bitene kadar ise sürekli biçimde devam ediyor - yani ara verdiğinizde beyniniz çeviriyi bir kenara bırakmıyor, uyuduğunuzda çeviriyi yetiştirmeye çalıştığınız kabuslar görebiliyorsunuz. Sevdikleriniz ve yakınlarınız sizinle konuşurken aklınızın bir köşesinde terminolojiye dair sorular yanıtlarını aramayı sürdürüyor. İşte bu yüzden çevirmenin bilinçli bir şekilde bu konuda önlemler alması, kendine yeni çözümler oluşturması gerekiyor.

Bu açıdan, sunduğu hizmeti nasıl fiyatlandırması gerektiği daha büyük bir önem kazanıyor. Örneğin bir saat içerisinde 300 kelime çeviren bir çevirmen, yeri geldiğinde, metne aşinalık, terminolojiye hakimiyet gibi faktörlerin yardımıyla bunu saatte 600 ila 1000 kelimeye kadar çıkarabiliyor. Bu şekilde bakıldığında kelime başına ücretlendirme, konuya hakim olunan ve hızlı çalışmanın mümkü olduğu durumlarda mantıklı görünüyor. 300 kelime için düzgün bir çeviri bürosundan ya da özel müşterisinden (İngilizce - Türkçe çeviri için kelime başı ücreti 0,08 kuruş için) 24 TL alan çevirmen, hızını artırdıkça saat başına yeri geldiğine 48, hatta yaklaşık 80 TL bile kazanabiliyor.

Böyle bakıldığında saat başına sabit bir fiyat belirlemek çevirmen için dezavantaj teşkil ediyor. Saat başına 40 TL olarak anlaşılan bir işte, çevirmen işin içeriğini önceden iyi değerlendirmemişse ya da alınan iş okunmuyor, formatı bozuk veya terminoloji açısından acı çektiren bir yapıda ise, çeviri tahmin edilenden daha uzun zaman alıyor. Bu da öncelikle müşteri açısından olumsuz bir durum teşkil ediyor. Müşteri böyle olunca işin kaç saat süreceği konusunda kesin bir anlaşmaya varılmamışsa, işi teslim aldığında çok yüksek bir meblağ ile karşılaşabiliyor. Bu tür anlaşmazlıkların oluşmasını önlemek açısından çeviri başlamadan önce kaç kelimelik iş olduğu ve bu işin kelime başı fiyata göre ne kadara mal olacağını belirlemek belki de en doğrusu.

Ancak yine de çevirmenin kendi deneyimlerinden doğru sonuçlar çıkarması gerekiyor. Kelime başına fiyatlandırma yapan bir çevirmenin unutmaması gereken bir gerçek var: "John saw Mary today." cümlesinin çevirisi [John ve Mary kelimelerinin özel isim olduğu da düşünülürse] çevirmenin klavye hızına eşit sürede çevrilebilir. "Can blindly continued fear-induced, regurgitated, life-denying tradition be overcome?" cümlesini çevirmek için ise, her ne kadar önceki cümlenin iki katı kelime içeriyor olsa da, çok daha fazla vakit harcamak gerekecektir. Bu durumda kelime başına ücretlendirme yerine harcanan süreye göre bir fiyatlandırma daha yerinde oluyor.

Zorluklara boyun eğmeyin


İşte tüm bu karmaşa içinde çevirmen en doğru fiyatlandırmayı yaparken belki de sağlığını biraz daha yitiriyor. Yine de zorluklara boyun eğmemek ve deneyimlerden işe yarar sonuçlar çıkarmak gerekiyor. Çeviri metninin yapısı ve içeriğine bağlı olarak her zaman için daha esnek olabilmek, gerektiğinde karakter sayısına, gerektiğinde harcanan saate göre fiyat sunmak belki de günümüzde çevirmenler için en mantıklı seçenek olmayı sürdürüyor. 



Cemalettin Onur İlter



Bu yazıyı beğendiyseniz, kaynak göstererek sosyal medyada paylaşabilirsiniz.