13 Ocak 2009 Salı

L'homme à la Moto

Bu sabah garip bi şekilde uyandım böyle iki büklüm olmuşum gene kafa bi yerde göt bi yerde boynum tutulmuş ayaklarım üşümüş midem allak bullak. hemen sonrasında da tostumu yiyip (...) fırladım dışarı. baharlardan çalınmış nadide bir gün imiş meğer bugün. öyle güzel öyle güzeldi ki her yer. bir güneşler, bir aydınlıklar, bir mutlu bakan gözler, bir curcuna. tüm acı dolu son dakikalarıma rağmen (bkz. göte doğru gelen proje) ve parasızlığıma rağmen (bkz. cepte kalan son liralar) yine de okulsal alışverişlerimi yaptım (tabi ki her zamanki gibi kazığımı falan yedim o ayrı) sonra da paşa paşa evime döndüm. artık hava kararmış karnım da acıkmıştı. aa ayrıca günün en güzel kısmı tüm yorgunluğun üstüne pattesli kapalı pide yiyip ıscacık bi çay içmekti onu da belirtmeden edemiycem.

Her ne ise şimdi eve geldim yemek yaptım falan. hatta tüm bulaşıkları da hemen yıkadım. zaten uzun süredir (2 gündür falan bugünü de sayarsak) bulaşıkları hemen yıkıyorum. su içiyorum yıkıyorum yani (buna pınar kesin inanmıcak) öyle bi azmim geldi (zaten abarttım pınar merak etme).

neyseciğme bugün sürrrrekli olarak bana hatırlatılan ima edilen yanlışlıkla erken kutlanan yok yere kargolara falan gitmeme (bkz. über-heycanlı sempatik babam) ve hay-allah zaten bugün gönderdik yarın gelicik heralde diye geri dönmeme yol açan nacizane doğum günüm için ne istediğime karar verdim. gazze'deki olayların sona ermesi demek isterdim fakat poposu güvende, her gece alemlerde insanlar gibi davranmak istemediğime karar verdim. ama tabi istediğim ergenekonu kavrayabilmek de değil. bunu bikaç on yıl sonraki doğum günüme saklıyorum. benim istediğim hayatımın sonuna kadar dılılı diycek bi akbil.

ne kadar lüzumsuz bi insansın dediğinizi duyar gibi oldum. o yüzden bu isteğimi de gelecek yıla kaldırmayı düşünüyorum. benim istediğim aslında (annem olsa tam şu an eşşeğin sikini istiyosun derdi) bi uçağın inip bi uçağın kalkmaması. bütün uçakların iptal olması bazen. ne biliyim tüm hayatın hep bi arada kalabilmesi ya da sadece bi aradayken yaşamak. ayrı gayrı olcaksa ne biliyim uyusak falan. öyle bişi.

ama biliyorum bu da olmıcak, herkes her şey istediği gibi sürüp gidicek ben de sürekli yanan midem, sık sık tutulan belim ve yerden soğutmalı evimlen bir süre daha yaşamaya devam edicem. ama sonra bahar gelicek, dimi lan, bahar gelicek evet. her şey, herkes, bütün güzel şeyler geri dönücek. o zaman yıldız korusunda badminton oynamaya çıkıcaz; tişörtlerimiz vernel kokucak falan.

hmm ya o zaman şey tamam ben şu an karar verdim ben şey istiyorum doğalgaz zamları geri alınsın. bence çok mantıklı.


ayrıca başlığa gelince, bu sabah uyandığımda ağzıma takıldı bu şarkı. hatta bunu söyleyerek uyandım, olsa o kadar yani. halbuki pek de sevmezdim. öyle yaziyim dedim hoşluk olsun boşluk dolsun.

1 yorum:

uzaylı zekiye dedi ki...

bu uçakların kalkmamasıyle ilgili dileğin ve ayağımdaki çatlak arasında bi bağlantı olabilir mi?
veya tüm bunlar benim basiretsizliğimden midir?