14 Kasım 2008 Cuma

in the end only kindness matters

küçük benim ellerim, bilirim
ama onlar senin değil, benim.
-j


insanın evi gibisi yok. mesela burdan oturup da mutfağa doğru bakınca sanki pek ezbere bildiğim bir monaliza tablosuna bakar gibiyim. pek de ezbere bilmem monalizayı ama bu mutfaktaki görüntü neredeyse öyle bir his uyandırıyor bende. pek tabi bir cezanne olabilir ancak ışık mışık derken bir barok havası da yok değil. enivey


bir keresinde bi rüya görmüştüm (o la la) orda bostanlı'daki eski evimiz vardı. ama o evden yalnızca bi kare gibi bişi vardı aslında. tam koridora girerken sağ yanda duvarda asılı bi ahşabımsı vardı. ona bilimum anahtar asılır ne biliyim faturalar sıkıştırılırdı. onun altında kalan duvarda ise böyle bir sıva çatlakları kabarmalar vardı. senelerce öyle çok bakmışım ki aklıma kazınmış. sonra bir gece - ki baya bi post-ergenlik dönemlerimde falandı - sen yat bu rüyayı gör. bir işaret miydi bu acaba? şimdi sen kalk gene yıllar sonra bunu hatırla. acaba kimler yaşıyo şimdi o evde, evimizde. sonuçta o bizim evimizdi. hala da bizim sanki hani gitsek çıkın lan burdan desek çıkıcaklar. rüyalarımın nerdeyse tümü orda geçiyo mesela hep o mahalle hep o merdivenler. sürekli apartmana girip posta kutusuna bakmalar, sürekli yukarı çıkmaya çalışıp aşağı inmeler. bi de o apartmanın karşısındaki iki katlı evler. o evlerden birinde bir şey var anımsadığım ama ne olduğunu bilmiyorum. sadece önemli bişi ama çok unutmuşum. sadece bir gün gene bir rüyamda orayı görmüştüm. bi kuş vardı orda bir yere kaçıyordu. sora ben de koşup peşinden içeri giriyodum ve böyle her yer öyle beyazdı ki böyle bir ışıklar bir parıldamalar. kuş da orda bir çeşmeye konuyodu. pek güzel ama tedirginlik yaratan bi rüyaydı.


küçükken gördüğüm korkulu şeyleri de anımsadım geçen gün. mahalleyi basan kızıldereliler ya da mahalleyi basan doberman köpekler. o dönem kızıldereliler (yahut kızılderililer) bir korku ikonuymuş benim için. hani dobermanları anlıyorum bi gün mal bi çocuğun eşşek kadar köpeği üzerime atlamıştı ben de altıma işemiştim gerçekten korkup. ordan bi köpek korkusu olmuş ama kızıldereliler de neyin nesidir ki? pek tabi şimdi bile anlatsam tüylerimi diken diken eden hırsızlı rüyalarım. küçük tuvalette sessizce duvara yapışmış bekleyen adamın korkulu suratı. hişşşş sesini çıkarma bakışı. ben de tekerlekli sandalyedeyim annemle ablam da içerdeki tuvalette. sesimi de çıkaramıyorum öyle bir felç hali. peki ya evde kimse yokken birden bire annemlerin odasından gelen torba sesleri? sonra içeri girip de kocaman şişman maskeli bi hırsızı görmem onun da beni görmesi sora hişşş diyip pencereden atlayıp kaçması. sırtımdan tırtıllar yürüdü şu an. peki sürekli düşen uçak rüyalarım? sürekli yangınlar çıkan, bombalarla yerle bir olan bir bostanlı görüntüsü? küçükken korkmak için yaratılmış bir objeymişim sanki. bi de o kedili rüyalar sürekli elimi ısıran kediler var. ben ağızlarını açtıkça daha sıkı ısırıyolar açtıkça koparcak gibi ısırıyolar sonra yerlere vurup vurup duruyorum hayvancıkları. halbuki kedileri de severim yani. rüyalar çok garip, hele bi de böyle tekrarlar sürekli görülen aynı şeyler olunca iyice akıl karıştırıyolar. bazen rüya görmek istemiyorum ama bazen de böyle rüyalara yatasım geliyo.


bi gün pek minikken ben ve uğur bakkala gitmiştik. kızkaçıran mı yoksa havai fişekimsi mi ne almıştık. çok fena patlatma yıkma yok etme dönemimizdi. ama ikimiz de çok korkmuştuk. yapalım mı yapmayalım mı derken sonunda abilik damarım baskın geldi peki dedim sen çekil ben yaparım. şimdi bi de bişi olur allahmafaza sen uzak dur dedim. uğur da yok dedi ben yaparım. yok dedim uğur yapcaksak ben yapcam yoksa yapmıycaz. sonra uğur iyi dedi çekildi. ama tam ben yakcakken fitilini ya yapmıyalım dedi. sora da ağlamaya başladı. korkmuş sonra sana bişi olursa dedi yapmadık. bi çocuğun tüm o çılgın eğlenceden çok derin bi endişe ile feragat etmesi, nası desem, göz yaşartıcı.


ev rüya ve kardeşlik temalarını kullandığım bu yazımın sonuna gelirken aslında hepiciğinin nasıl da bir bütün olduğunu kavradım tam şu saniye. uyku kardeşim ver elini gibi bişi.

1 yorum:

KIZÇOCUĞU dedi ki...

Yazını okuduktan sonra bütün gün fikret kızılok söyleyeceğimin farkındasındır heralde.

O dediğin fotoğraflar kimin acaba isim verip rencide edebilir misin? Hani istanbul modern bedavayken gitmişsin ya onları diyorum.

Nefis rüyalar.