9 Nisan 2010 Cuma

Kızıl saçlarını merakla beklerken



Blog naber?

Bu sabah "Herkes kendi kaderini yaşar yağrim, dünyadan sonra bir hayağt daha vağrsa" diyerek uyanmış olmam seni de benden tiskindirdi mi? Yok canım deme öyle, sen de pek yalancısın. Peki ya sen sevgili Bihter, senden naber? Bak o Adnan'a deniz manzaralı kabristan kenarında ettiğin laflarla beni bir kez daha hüzünlendirdin ama eve gelip Cemile'yi kovman olmadı be Bihter. Yapmıycaktın bunu, kötü oldu o hareket. Aslına bakarsan Cemile'yi de oldum olası hiç sevmedim ben, ne yalan söyliyim, ama şimdi bunlarla aklını karıştırmak istemem. Yani dediğim şu ki Cemile belki kendi kendine ölürdü ne biliyim asansöre binerken beynini duvara çarpıp çıkar giderdi hayatınızdan, keşke biraz sabretseydin, zira hepimizin kırçıllı beyni onun kötülüğü için çalışıyordu. Neyse hadi bunları geçelim. Zaten Nihal'in kobra sevdası bizi de en az senin kadar dumur etti, hakikaten istiyorum hadi demesi de Nihal'in onca zamandır kurduğu "şirin ve sempatik zengin ev kızı" imajını yerle bir etti, ayrıca yüzüne bakınca da hakikaten anlaşılıyo, zaten şeftali nerden bakarsan şeftali, öyle değil mi Blog?

Haydi onu geçtim, bugün pek verimli bir gün oldu Blog. Yine hayal dünyamda nasıl bir program yaptımsa 5 te başlayan fransızca sınavını 5i 10 geçe hatırladım. Alman ulaşım sistemine buradan sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum, 15 dakka sonra sınavdaydım. Hayır o kelimelerin orasını burasını yazmayıp hadi bu metni doldurun mantığında bi sınav yapmak hangi arkadaşın aklına gelmiş merak ettim doğrusu, yok iyi geçti, yani beklediğimden. B2 bence iyi, 3 tane fransızca seçtim, evet hem sözlü anlama ve ifade kabiliyetimi geliştirmeye hem de bilim ve teknik konularında fransızca araştırmalar yapmaya yeltendim, o fransa'da eğitimle ilgili olanı neden aldım bilmiyorum ama 2 kredi 2 kredi diye bir laf var Blog, bilmem biliyo musun? Evet Almancaları zaten aldım, hem bu sefer konuşma-yazma "training" dersi diğerinden 15 dakika önce, öyle eve gelip uyuya kaldım gidemedim mevzularına hiç girmiyorum. Bu dönem böyle, dilimi mümkün olduğunca kullanmaya karar verdim, sen de hakikaten baya komikleşmişsin görmeyeli. Yo - yo! Gereksiz yere proje almadım bu sefer, adam gibi bi tane proje aldım. O braun mraun dediğin şey de mühim bişi aslında, sen çok önemsemesen de. İyi hallettik sayılır, bitti biticek.

Bugün ayrıca naptım, tüm haftalık programımı bir kağıda aktararak ilkokul günlerimdeki gibi her dersi uygun renkte boyadım falan, öyle de ilkokul bebesi bir yanım var işte. Öyle deme, sonra unutuyo insan, bak daha bugün 5 teki sınavı 5i 10 geçe hatırladım, hatırlatırım. Yarın belki çikolata fabrikasına gidicez, gerçi nerde onu da bilmiyorum ama biliyoruz dediler, hiç bilenle bilmeyen bir olur mu Blog? Yok gidemezsek de çok üzülmem sanırım, çevirim var, Leipzig'li sanatçılarla ilgili, Leipzig'e ne zaman gidiyoruz? Peki yeni aldığım ajandamı kullanmak için pazartesi gününe "Vize işlemini hallet" diye yazmam ve sonuna ünlem işareti koymam? Bazen ben de kendime kıyamıyorum.

Tüm bunların yanında bu hafta her gün her sabah kırmızı portakal suyumu içtim, ha bana ne kattı dersen onu ben de bilmiyorum ama her yerde meyve olayına pozitif bakıyolar, vardır bi bildikleri diyorum. Yok öyle eskisi gibi günde 4 tost falan yemiyorum, sabahları 1 tost, abartmıyorum. Evet belki de hep bahar olsa daha bilinçli ve topluma faydalı bir insan olabilirim, ama olcak şey var olmucak şey var Blog.

Seni şimdilik tepmek suretiyle sevgiyle itiyorum, kendine iyi davran demekle dememek arasında gidip geliyorum onun yerine şöyle diyorum: bu mevzu ikimizi de aşar yarim, isyanlar çıksa aşıklar ayaklansa. Tıskıyt !

Hiç yorum yok: