30 Eylül 2008 Salı

Sekiz Kişilik Yaşamlar


arkadaşım,

n'olursa olsun, gözyaşımı yutar saçlarından koklarım.
yaygaralar koparır, sarılır ağlarız.
karşılaşınca, öpünce birbirimizi, dudaklarımız yanar, elele dururken; seni uyanırken - seni çıplakken görürüm.
içimde bir deli şarkı söyler; sen sığ sularda oynarsın, hızlanırız koşarken, her şey küçülüverir, deli gibi çığlıklar atarım.
sulara girmek üzereyim, gitmek üzereyim ben.

Inní Mér Syngur Vitleysingur

kendime 8 kişilik bi pasta aldım. pasta alındığında bi eve, misal bir doğumgünü bir kutlama bir mutluluk anıdır o, bir şeyler yerine oturur. herkes bir sandalyeye oturur, bir masa etrafına. pasta geniş ve yüksek olabilir, rulo olabilir, yuvarlak olması pek muhtemeldir, bazen hüzünle karışık çilekli oluverir, çoğunlukla krokanlıdır pasta, fişneli olabilir, muzlu olabilir, üzücü bir şekilde kestaneli de olabilir, yok ziyanı. kendime aldığım 8 kişilik pasta fişneli ve çikolatalı, üzerinde iri parçalar halinde şekilli çikolatalar vardı. yedim. bir dilim kestim ayrıca, neşeyle yedim. pasta yemek insanı 2 buçuk yaş kadar gençleştirir. 8 kişilik pasta almak bütçenizi belki sarsabilir ama genç kalmanın sırları ne yazık ki biraz tuzludur. pasta ise yoğun bir şekilde şekerli. kendime kalabalık bir aile izlenimi vermek istedim. televizyonun altındaki üççekmeceli'yi kitaplığın durduğu yere taşıdım. üzerine bi dünya maketi bi de eiffel kulesi koydum. kitaplığı ikiye böldüm, çizim masasını bilgisayar masasının olduğu yere havale ettim, kitaplığın üstünü bilgisayar masasının yanına koydum, bilgisayar masasını da çizim masasının eski yerine. kitaplığın altını mutfağa ittim, gerçekten ittim, böyle sürükledim / çünkü kendisi izbandut denenlerden / eve yeni bir görünüm vermek istedim. yeni bir aile kurmuş gibi; çok çalıştım, canım çıktı. canım çıkınca kendime 8 kişilik pasta almaya karar verdim. 8 kişilik pasta için mum ya da maytap istemediğimi belirttim. "sadece canımız çekmişti, kutlama falan yapmayacağak, öyle isteyiveğdik" gibi bi bakış attım adama. kutusunda duran pasta sabırsızdır. açılmak ister. onu değerini bilen ellere vermek gerekir. bu gibi noktalarda sonsuz bir uyum içindeydim evren ile. 8 kişilik sevindim sanırsam.

bazı yaşamlar 1 ya da 2 kişilik, bazılarında bir 3üncü var. kimisi 4 ya da 5 kişiye kadar çıkıyor, 6 kişilik yaşamlar bile var. 7 kişilik bir yaşam 8 kişilik yaşamdan daha az karmaşık olmasa gerek. 7 kişinin yediği pastadan elbet bir sekizinciye pay çıkar. hep böyle düşünmüşümdür. o halde ne 9 gibi kalabalık ne 7 gibi eksik, 8 kişilik pasta gibi "çok yerinde" bir seçimdi benim yaşantım. doğru, düzgün...

münasip bir zamanda 12 kişilik çatal bıçak takımı almak isterim. 6 kişilik arcopal takımı olurdu eskiden bazı evlerde. gazeteler dağıtırdı. ama hiçbir gazete isterse 12 kişilik çerez seti versin 8 kişilik bir pastanın sessiz bir eve getirdiği huzura erişemez.

5 yorum:

KIZÇOCUĞU dedi ki...

yaninda arcoroc olmayan arcopal, bence 7 kisilik pasta kadar yalnizdir.

uzaylı zekiye dedi ki...

bide arcopallleri yere atınca kırılmazdı. hatta reklamlarda çat-çut tabaklar yerlerde yuvarlanırdı. bence aile içi şiddete destek manasında olabilir.

Unknown dedi ki...

ben de arcoroc'u duymadım bak. o da onlar gibi bişi mi? benim bildiim bi tek o mavi tabaklar vardı :)

ayrıca uzaycım, bizim aileici siddetimiz bilek gücünden ibaretti. hic arcopal'e ihtiyac duymadık allah için.

KIZÇOCUĞU dedi ki...

evet canım arcopalle aynı mavilikte. Ayrıca aile içi şiddeti 3 kuponluk tabaktan ibaret olan adam erkekliinden utansın arkadaşım!!

Adsız dedi ki...

selam ben senay, gercekten super bir blog, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...